Geçmişten günümüze kadar doğal boyamacılık, bir ata zanaatı olarak süre gelmiş, çevrede bulunan hammaddeleri değerlendirmede önemli rol oynamıştır.
Ülkemiz florasında da zengin bitki çeşitliliğinin olması doğal boyamacılığı kolaylaştırmıştır. Bu çeşitlilik içerisinde önemli yere sahip olan köknar ağacını da sayabiliriz.
Araştırmada materyal olarak kullanılan köknar (Abies), Pinales takımının, Pinaceae (çamgiller) familyasının, Abies cinsini oluşturan ve yapraklarını dökmeyen 40 kadar ağaç türünün ortak adıdır (Anonim 1988).
|
Köknar ağacının genel görünümü
Kuzey yarımkürenin ılıman bölgelerinde yetişen, düzgün gövdeli dalları vertisillat, piramit görünümünde, yaz-kış yeşil, 20-30 metre kadar boylanabilen büyük ağaçlardır (Şekil 2.1) (Tanker vd. 1998).
Köknar yurdumuzda Karadeniz, Marmara ve Toroslarda ormanlar halinde yetişir. Türkiye’de ki türleri Toros, Doğu Karadeniz, Kafkasya, Uludağ ve Kazdağı Köknarıdır. Diğer türleri ise Avrupa, Kaliforniya, Yunanistan, İspanya’nın güney batısında yetişir (Oksal 1952).
Gölge yapan ve gölgeye çok dayanıklı olan ağaçlardan olan köknarlar derin, serin ve zengin topraklardan hoşlanırlar. Kökleri uzundur ve çok derine gider (Oksal 1952).
Olgun odunlu bir ağaç olan köknarın dışodunu sarımsı beyaz, içodunu sarımsı açık kahverengidir (Şekil 2.2) (Şanıvar vd. 1980).
Köknarların tohumu bütün Pinaceae’lerde olduğu gibi iki kanatlı, sivri uçlu ve üç köşelidir. Kanatların kaidesi, tohumu her taraftan kapladığı için tohumu dövmeden kanadından sıyırmak güçtür. Köknar kerestesi yumuşak beyaz ve hafiftir. Reçine kanalları yoktur ve bu yüzden reçinece fakirdir. Keresteleri göbeksiz olduğu için az dayanır (Oksal 1952, Tanker vd. 1998). |
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder